Kasten Öldürme Suçu

KASTEN ÖLDÜRME SUÇU

                Kasten öldürme ; bir kişi , bilerek ve isteyerek hukuka aykırı olarak yaşamına son verilmesidir. Kasten öldürme suçunda en temel hak olan yaşam hakkı korunmaktadır. Yaşam hakkı; devletin, toplumun ve tüm bireylerin korunmasını istediği en temel haklardandır. Bundan sebep; gerek Anayasa ve gerekse Türk Ceza Kanunu bu anlamda bu suçu işleyenlere karşı düzenlenme getirmiştir. Kasten öldürme suçu; Türk Ceza Kanunu'nun  Hayata Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. 

                Kasten öldürme suçunun faili herkes olabilir.  Zira ; özgü suç niteliğinde değildir. Keza yine suçun mağduru da herkesdir.

Kasten Öldürme 

Madde 81 : ''  Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.'' (Ağır Ceza)

Kasten öldürme suçunun  daha ağır cezasını gerektiren haller ise şöyledir;

a) Tasarlayarak,

b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek, 

c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle,

d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı,

e) Çocuğa ya da beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı ,

f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,

g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle 

h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,

i) Bir suçu işleyememekten duyduğu infialle,

j) Kan gütme saikiyle,

k) Töre saikiyle,

işlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

Kasten Öldürme Suçunun İhmali hareketiyle işlenmesi

İhmal , kişiye belli bir icraî davranışta bulunma yükümlülüğünün yük­lendiği hâllerde, bu yükümlülüğe uygun davranılmamasıdır. Belli bir icraî davranışta bulunma yükümlülüğüne aykırı olarak bu davranışın gerçekleşti­rilmemesi sonucunda, bir insan ölmüş olabilir. Örneğin, bir sağlık kurulu­şunda görev yapan tabip, durumu acil olan bir hastaya müdahale etmez ve sonuçta hasta ölür.

Madde 83   : '''  1) Kişinin yükümlü olduğu bir belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinde sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşmasına sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.

2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;

a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğün bulunması , 

b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkaların hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması , gerekir.

3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölümüne neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.''


KASTEN ÖLDÜRME SUÇUNA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI 

Sanık Ömer hakkında maktul eşi Elif'i kasten öldürme suçundan, sanık Taner hakkında maktul Elif'i kasten silahla yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde; Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu'nun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı kararında açıklandığı üzere; aynı öldürme eyleminin failleri olarak yargılanan sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda sanıklar arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiğinden; somut olayda aralarında yakın akrabalık ilişkisi bulunan sanıklardan Ömer'in eylemi kardeşi olan sanık Taner'in gerçekleştirdiğini, kendisinin eyleme katılmadığını söylemesi, sanık Taner'in savunmalarında suçu ikrar etmesi, sanıkların ortak müdafiinin ise aşamalarda ve temyiz dilekçesinde sanık Taner'in öldürme eyleminden cezalandırılması, sanık Ömer'in ise beraat etmesi gerektiğini belirtmesi karşısında sanıklar arasında menfaat çatışması bulunduğu anlaşıldığından, sanıkların savunmalarının ayrı ayrı müdafiiler yerine aynı müdafii tarafından yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 38/1. ve 5271 sayılı CMK.nun 152.maddelerine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, sanık Ömer hakkında maktul eşi Elif'i kasten öldürme, sanık Taner hakkında maktul Elif'i kasten silahla yaralama suçlarından kurulan ve kısmen resen de temyize tabi bulunan hükümlerin bu nedenle, sanık Taner hakkında mağdur Necati'yi kasten öldürme suçuna teşebbüsten kurulan hükmün ise bağlantı nedeniyle, sair cihetleri incelenmeksizin, CMUK'nun 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 26/05/2014 gününde oybirliği ile karar verildi. ( Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2013/5863 Esas 2014/3239 K.)




Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Alican'ın suçunun sübutu kabul, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin tahrik bulunduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; Ancak; Dosya içeriğine uygun kabule göre; sanık Alican'ın bıçak ile mağdur Songül'ü batın, uyluk, kruris, sırt, el bölgelerinden ikisi batına ve en az birisi toraksa nafiz olacak şekilde on altı isabetle yaralayarak yaşamsal tehlike geçirmesine neden olduğu olayda; sanığın kendiliğinden eylemine son verip, hastaneye götürerek ölüm sonucunun gerçekleşmesinin önlendiği olayda; Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, sanık icra hareketlerini tamamlayıp neticenin meydana gelmesini önlediğinden, eyleminin öldürmeye teşebbüs olarak nitelendirilmesi gerekmekle beraber, 5237 sayılı TCK.nun 36.maddesinde düzenlenen gönüllü vazgeçme hükmü gözönünde tutularak organlarından birinin işlevinin yitirilmesi veya zayıflaması yönünden rapor alındıktan sonra aynı Yasanın 61.maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araç, suç konusunun önem ve değeri, kasta dayalı kusurun ağırlığı hususları dikkate alınarak, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle belirlenerek kasten yaralama suçundan hüküm kurulması yerine, kasten insan öldürmeye teşebbüs suçundan yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 05/11/2012 gününde oybirliği ile karar verildi. ( Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2011/6744 E. 2012/7829 K. )




Kullanılan aletin niteliği, darbenin sayısı ve şiddeti ile meydana gelen yaralanmaya göre, engel sebep nedeniyle eylemini tamamlayamayan sanığın eylemi ile ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve bu nedenle kasten öldürme suçuna teşebbüsten cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,... ( Yargıtay 1.Ceza Dairesi 2014/2697 E. 2014/5663 K.)