Hırsızlık Dosyalarına Bakan Avukatlar - Hırsızlık Suçu

HIRSIZLIK DOSYLARINA BAKAN AVUKATLAR - HIRSIZLIK SUÇU

          Hırsızlık suçu, bir başkasına ait taşınır malı , taşınır malın zilyedinin rızası olmadan , kendisine veya bir başkasına bir yarar sağlamak amacıyla bulunduğu yerden alma fiili ile gerçekleşen bir suçtur.  

          Hırsızlık suçu, tarih boyunca var olmuş ve toplum içerisinde sıklıkla görülen suç tipidir. Hırsızlık suçu, tarihin her döneminde üzerinde durulmuş , gerek sosyal bilimler olarak incelenmiş gerekse de hukuki müeyyideleri tartışma konusu olmuştur. Kimi devletler , topluluklar bu suçun yaptırımını çok ağır şekilde belirlerken kimi topluluklar ise daha hafif cezalara tabi tutmuşlardır.   

           Hırsızlık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun malvarlığına karşı suçlar bölümünde 141. Ve 147. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu’nda hırsızlık suçu ile korunan menfaat kişinin zilyedidir. Mülkiyet hakkının korunduğu yönünde görüşler olsa da burada korunan değer zilyetliktir.  

          Hırsızlık suçunun konusu taşınır maldır. Taşınır mal, bir yerden başka bir yere taşınma olanağı bulunan mallardır. Örneğin; cep telefonu, saat , cüzdan , televizyon , araba vs. taşınır mallardır. Dolayısıyla ; taşınmaz mallar hırsızlık suçunun konusunu oluşturmaz. Hırsızlık suçunda fail herkes olabilir. 


Hırsızlık Suçunun Cezası Nedir ?       

      Hırsızlık suçunun basit hali , TCK ‘nun 141. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre ; Madde 141- (1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.   

               Hırsızlık suçunun nitelikli halleri ise TCK 142. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;   

      Nitelikli hırsızlık

Madde 142-

 (1) Hırsızlık suçunun;  

a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında, 

 b) (Mülga: 18/6/2014-6545/62 md.)

  c) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,

  d) Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında,  

e) Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında, 

 f) (Mülga: 2/7/2012-6352/82 md.)  İşlenmesi hâlinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 

(2) Suçun; 

 a) Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak, 

 b) Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle, 

 c) Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak, 

 d) Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle,

  e) Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle,  

f) Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak,

g) büyük veya küçük baş hayvan hakkında,

h) (Ek: 18/6/2014-6545/62 md.) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında, İşlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır. 

(3) Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

  (4) (Ek: 6/12/2006 – 5560/6 md.) Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz. 

 (5) (Ek: 18/6/2014-6545/62 md.) Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.


 Hırsızlık Suçunun Gece Vakti İşlenmesi       

    Kanun, bir takım suçların gece vakti işlenmesini suçun cezasını artıran hal olarak düzenlemiştir. Gece vakti deyimini kanun koyucu şu şekilde belirlemiştir ; 'güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi ‘ . Hırsızlık suçu gece vakti işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır. 


Hırsızlık Suçunun Daha Az Cezayı Gerektirecek Halleri Nelerdir

  Hırsızlık suçunun; Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde veya bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla, İşlenmesi halinde, şikayet üzerine, fail hakkında iki aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Görüldüğü üzere, kanun iki hali hırsızlık suçunda daha az cezayı gerektirecek hal olarak düzenlemiştir. 


Hırsızlık Suçunda Malın Değerinin Azlığı 

 Hırsızlık suçunda malın değerinin az olması durumunda faile ceza indirim yapılacağı gibi ceza vermekten de vazgeçilebilir. Malın değerinin azlığı somut olaya göre belirlenir. Yargıtay bu konuda cüzi bir miktarı dikkate almasını değerlendirmektedir. Yine birtakım Yargıtay kararlarında failin alacağından daha azını alma durumunu da malın değerinin azlığı olarak değerlendirmektedir. 


Hırsızlık Suçunda Etkin Pişmanlık Hükümleri Uygulanır Mı ? 

Hırsızlık suçunda mağdurun uğradığı zarar giderilirse faile ceza verilirken indirim yapılır. Bu zarar kovuşturmadan önce yapılırsa; verilecek cezasının üçte ikisine kadar indirilir. Kovuşturma başladıktan sonra ve hüküm verilmeden önce giderilmesi durumunda verilecek cezasının yarısına kadar indirilir. Burada önemli hususlardan biri zararın hüküm verilmeden önce giderilmesidir. Yine önemli noktalardan biride zararın giderildiğinin ispatı dekont , yazılı beyan veya mağdurun sözlü ifadeleri ile ispatlanması gerekmektedir.


 Kullanma Hırsızlığı Nedir ? 

Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde, şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmaz.


 Hırsızlık Suçunda Zorunluluk Hali  

Hırsızlık suçunun ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde, olayın özelliğine göre, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.


 Hırsızlık Suçunda Teşebbüs Mümkün Müdür ?  

Teşebbüs, failin gerçekleştirmek istediği suçu icra hareketlerine başlayıp elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması ya da istediği neticenin gerçekleştirilmemesi hali suça teşebbüstür. Örneğin; faillin, bir mağaza da parfüm alırken o anda görevliye yakalanması ve parfümü tekrar bırakması durumunda teşebbüs durumu söz konusu olur ve faile ceza verilirken indirim yapılır.


 Hırsızlık Suçunda Şikayet ve Uzlaşma  

Hırsızlık suçu , şikayete tabi suçlardan değildir. Kamu hukuku adına takip edilen suçlardandır. Ancak kullanma hırsızlığı şikayete tabidir. Basit hırsızlık suçu uzlaşmaya tabi iken nitelikli hırsızlık uzlaşmaya tabi değildir. 


Hırsızlık Dosyalarına Bakan Avukatlar - Hırsızlık Dosyalarına Bakan Avukatlar İstanbul ?

Hırsızlık dosyaları , teknik ve savunmanın önemli olduğu dosyalardır. Dosya içerisinde delil durumu, malın değerinin azlığı, etkin pişmanlık, teşebbüs , suçunun nitelikli halleri olduğu için detaylı bir savunmanın gerekliliği olan dosyalardır. Bu sebepe ; hırsızlık dosyalarına bakan avukatlar ile sürecin takip edilmesi önemlidir.


HIRSIZLIK SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

   Suça sürüklenen çocuğun, müştekiye ait bakkal dükkanına girerek çekmecede bulunan belli bir miktar parayı çalması şeklindeki eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nun 142/1-b, 31/3. maddelerindeki hırsızlık suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde belirtilen 7 yıl 12 aylık uzamış dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 26/07/2012 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ...’in temyiz talepleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE. ( Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2020/2930 E. 2020/7715 K. )


 Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 29. maddesinin 6 ve 7. bentlerinde yer alan hükümler gereğince, kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise, bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda, aynı yönetmeliğin 7/12. maddesi gereğince, öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ işlemini yapması, çıkarılan tebligatın iade edilmesi halinde de, muhatabın varsa MERNİS adresine 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkaracağı, ilgili kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunmaması durumunda ise, anılan Kanun'un 35. maddesine uygun olarak tebliğ işlemlerini gerçekleştirdikten sonra yine de ilgiliye ulaşılamaması halinde uzlaştırma işlemlerinin sonuçsuz kaldığından söz edilebileceği, oysaki somut olayda, bu işlemler yerine getirilmeden müştekinin sistemde kayıtlı adresine uzlaştırma formu gönderilmesi ve adreste tanınmadığından bahisle iade gelmesi nedeniyle müştekiye ulaşılamadığı gerekçesiyle uzlaştırma evraklarının iade edildiği anlaşılmakla, müştekinin son güncel adresi ve MERNİS adresinin doğru olarak tespitinin ardından uzlaştırma işlemlerinin usulüne uygun bir şekilde gerçekleştirilmemesi nedeniyle dosyanın yeniden uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, üst Cumhuriyet Savcısı ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA ( Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2020/14110 E. 2020/7650 K. ) 


   Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/3/2013 gün, 2012/6-1232 Esas ve 2013/106 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere suça konu eşyayı üçüncü kişiye satmak sureti ile zilyetliğini devreden sanığın, satıştan elde edilen menfaati iade etmeden, üzerinde tasarruf yetkisinin bulunmadığı eşyayı sattığı yeri göstermesi etkin pişmanlık olarak değerlendirilemeyeceği gibi, eşyanın satın alınan kişiden alınarak mağdura iade edilmiş olması da sanık tarafından gerçekleştirilmiş bir iade veya tazmin olarak kabul edilemeyeceğinden; suça sürüklenen çocuğun müştekiye ait kuzuyu satmış olduğu 3. şahıs ...’a kuzuların karşılığında almış olduğu 250,00 TL‘yi iade ettiğini beyan ettiği ancak 3. şahıs...’un bu konuda bir beyanda bulunmaması karşısında , suça sürüklenen çocuğun 3. şahıs ...’a 250,00 TL’yi iade edip etmediği araştırılarak suça sürüklenen çocuk hakkında TCK'nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağın tartışılmaması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ...’in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA. ( Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2020/15031 E. 2020/7690 K. )


 Sanık ...’nın müştekinin aracından çaldığı telefonu, tanık ...’e sattığı, daha sonra yakalanan sanığın suçu ikrar ederek, sattığı telefonun yerini göstermek suretiyle müştekiye iadesini sağladığı, fakat tanık ...’in zararını karşılamadığının anlaşılması karşısında; iyiniyetli 3. şahıs olan tanık ...’in zararının karşılanmaması nedeniyle tam bir iade söz konusu olmayacağı gözetilmeksizin sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması suretiyle, eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ...’nın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA. ( Yargıtay 17.Ceza Dairesi 2020/13067 E. 2020/7699 K. )  


 5237 sayılı TCK'nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK'nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK'nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK'nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK'nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK'nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; suça konu 2 adet çakmak gazının değerinin 4 TL olarak tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında TCK'nın 145. maddesi hükümlerinin uygulanmaması,
5-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA. ( Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2020/13780 E. 2020/7648 K. )


    Kullanma hırsızlığı suçunun oluşabilmesi için geçici yararlanma amacıyla alınan malın, kısa bir süre kullanıldıktan sonra sahibine geri verilmesi veya kolaylıkla bulunabileceği bir yere bırakılması, henüz bırakılmamış ise geri verilmek üzere alındığının açıkça anlaşılması ve iade amacının malın alınırken mevcut olması gerektiği, bu amacın da somut olaya ilişkin özelliklerin değerlendirilmesiyle anlaşılabileceği, tüm dosya içeriğine göre; müştekiye ait aracın çalınma sonrası müştekinin şikayeti üzerine polisler tarafından yakalandığının anlaşılması karşısında; olayda, kısa bir süre kullanıldıktan sonra sahibine geri verilmesi veya kolaylıkla bulunabileceği bir yere bırakılması yani 5237 sayılı TCK'nun 146/1. maddesinin uygulanma koşullarının gerçekleşmediği halde, sanık hakkında TCK’nun 146. maddesi uygulanarak eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA ( Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/14052 E. , 2020/7359 K. )  


Dosyada mevcut 16.12.2006 tarihli hırsızlık müracaat ve görgü tespit tutanağında müştekinin ikametinden siyah renkli el çantasının çalındığı belirtilmesine rağmen, müştekinin mahkemede alınan beyanında, olay tarihinde evine hırsız girdiğini, ancak çalınan herhangi bir şeylerinin olmadığını belirttiğinin anlaşılması karşısında, müştekiden evinden siyah renkli el çantasının çalınıp çalınmadığının sorularak, sonucuna göre sanık hakkında teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerekirken, eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA. ( Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2020/13586 E. 2020/7644 K. )